×
Bootstrap

Geometri ile Jest Arasında Bir Köprü

19.10.2025
...

Türkiye’de doğup Paris’te olgunlaşan Albert Bitran (1931–2018), soyut sanatın içinde kendine has bir poetik alan kuran, resmi ile gravürü aynı disiplin içinde yoğuran nadir sanatçılardandır. Yapıtlarında bir yandan geometriye, düzleme ve mimari kurgulara yaslanır; öte yandan fırça jestinin anlık enerjisini, rengin titreşimini ve malzemenin izini saklamaz. Bu ikili gerilim, Bitran’ın resimlerini hem zihinsel hem duygusal düzeyde açık tutar.

İstanbul’dan Paris’e: Mimariyle başlayan yol, resimde derinleşir

İstanbul’da doğan Bitran, genç yaşta Paris’e gider. Mimariye duyduğu ilgi, onun resminde hiç kaybolmaz: yüzeyleri “inşa eder”, şekilleri planlar, boşlukla doluluğu bir bina kurgular gibi tartar. Ancak kısa süre içinde çizdiği planlardan çok, resim yüzeyinde süreç ve görsel düşünme ilgisini çeker; atölye onun laboratuvarı olur.

Dilin Temelleri: Kapılar, alanlar, işaretler

Bitran’ın dünyasını hatırlatan anahtar sözcükler: kapı, eşik, alan, işaret, iz.

  • Kapı/Eşik: Sıkça karşımıza çıkan kemerli/oval biçimler, izleyiciyi “içeriye” davet eden görsel bir eşik gibidir. Bazen katı bir yapı, bazen saydam bir örtü.

  • Alan: Düzlem, yalnızca arka plan değil; renklerin nefes aldığı, figürlerin doğduğu bir mekândır.

  • İşaret/Jest: Geometrinin içine sanatçının elinin titreşimi sızar; çizgi ve fırça darbesi, hesaplı bir düzeni canlı tutar.

Bu motifler, seriler halinde yıllara yayılır; Bitran için seri, tekrar değil derinleştirme yöntemidir.

Renk ve Doku: Sessiz bir müzik

Bitran, renkleri çoğu zaman yüksek sesle bağırmadan kullanır. Toprak tonları, kırmızılar, lacivertler, siyahın kadifemsi ağırlığı… Katman katman sürülmüş boya, zımparalanmış ya da kazınmış yüzeyler, resme hem zaman hem bedensellikkazandırır. Bu yüzey çalışması, resme yaklaştıkça açılan ikinci bir anlatı gibidir: uzaktan kurallı ve mimari, yakından canlı ve organik.

Gravür ve Kâğıt İşleri: Disiplinler arası bir süreklilik

Bitran’ın gravürleri (özellikle ağır baskı teknikleri ve litografiler) resimlerle aynı sözlüğü paylaşır: oval formlar, ani kesintiler, şeffaf/yoğun geçişler. Kâğıt üzerindeki işler, sanatçının düşünme hızını daha doğrudan gösterir; koleksiyoner için Bitran evrenine erişilebilir bir giriş kapısıdır.

Bitran’ı Özgün Kılan Nedir?

  1. Geometri–jest dengesi: Ne salt konstrüktivisttir ne de bütünüyle jestüel; ikisini aynı yüzeyde konuşturur.

  2. Eşik kavramı: Görüntü ile anlam arasında bir “kapı” kurar; resmin mekânını yalnızca gözle değil, bedensel bir deneyim gibi hissettirir.

  3. Zamanlı yüzey: Katman, silme, kazıma; yüzeyi adım adım “yazı”ya dönüştürür.

Okuma Önerisi: Bir Bitran tablosuna nasıl bakmalı?

  • Dış hatlardan içe ilerleyin. Kompozisyonu sabitleyen ana geometriyi bulun (oval, kemer, dikey/dikey-kırılan bantlar).

  • Katmanları takip edin. Nerede boya yoğunlaşıyor, nerede nefes alıyor? Hangi bölgeler silinmiş/kazınmış izlenimi veriyor?

  • Rengin ritmine kulak verin. Koyu-açık karşıtlıkları küçük titreşimlerle nasıl dengelenmiş?

  • Eşik duygusunu hissedin. Sanki bir kapının önündesiniz: içeri girmek mi, eşiğe çakılı kalmak mı?

    Neden Bugün Bitran?

    Bitran’ın resmi, çağdaş izleyicinin iki farklı ihtiyacına aynı anda cevap verir: düşünsel bir mimari ve duygusal bir temas. Minimal anlatıların öne çıktığı günümüzde bile onun katmanlı yüzeyi, sabırlı bakışı ödüllendirir. Aynı zamanda Türkiye–Fransa hattındaki kültürel akışın somut bir kanıtıdır; yerel hafıza ile uluslararası modernizm arasında kurduğu köprü, onu yalnızca tarihsel değil, güncel kılar.